Yeni Makaleler

Stratejik İşletme Yönetiminde ‘Amaçlanan’ ve ‘Oluşan’ Stratejiler

Stratejik işletme yönetiminde modernist görüş taraftarlarının büyük bir çoğunluğu, işletmelerde stratejilerin üst yönetim tarafından onların arzuladıkları sonuçlara ve koydukları amaçlara göre uygulanabilmesi için, rasyonel düşünce sistemi içinde analitik metodla hazırlanması gerektiği görüşündedir.

Ancak bazı modernist çalışmalar sonucunda; işletmelerde uygulanan stratejilerin, her zaman, yöneticilerin olmasını arzu ettikleri ve uyguladıkları analitik metodun eseri stratejiler olmayıp, durum ve koşullara göre amaçlanandan farklı, ‘kendiliğinden oluşan’ stratejiler de olabileceği hakkında yeni bir düşünce ortaya çıkmış ve bu düşüncenin ışığında üç yeni strateji kavramı literatüre girmiştir: Amaçlanan (Intended – Niyet edilen)  Stratejiler, Gerçekleşen (Realized) Stratejiler, ve Oluşan (Emergent) Stratejiler.

Amaçlanan (intended) stratejiler, tepe yöneticilerinin rasyonel düşünce sistemi içinde analitik yaklaşımla hazırladıkları ve gerçekleşmesini arzu ettikleri stratejilerdir. Ancak amaçlanan stratejiler çoğu işletmede her ne kadar tam olarak uygulanmak istense de, bunların ancak belirli bir bölümü gerçekleştirilebilir. İşte,  amaçlanan stratejilerin pratikte uygulanabilen bölümü gerçekleşen (realized) stratejilerdir.

Bunun da ötesinde, bazı durumlarda işletmelerde gerçekleşen stratejilerin amaçlanan stratejilerle hiçbir ilişkisi olmadığı da görülebilir. Bu tip stratejiler yöneticilerin düşündükleriyle ilgisi olmayan, genellikle faaliyet süreci sırasında kendiliğinden oluşan (emergent) stratejilerdir. Bir bakıma stratejiler bir tür ‘kaza eseri’ olarak ortaya çıkmakta ve genellikle de duruma uygun olabilmektedirler. Üst yönetimin amaçladığı, rasyonel olarak hazırladığı  stratejiler başka bir takım nedenlerin -örneğin işletmenin yapısı, uygulama aşamasındaki faktörler, çevresel unsurlar, vb.- etkisiyle faaliyetler sırasında yeniden şekillenebilmekte ve bambaşka bir ‘oluşan’ strateji ortaya çıkabilmektedir.

‘Oluşan Stratejiler’ görüşünün modernist stratejik yönetim düşüncesinin üç önemli temelini zedelediği görülmektedir. Bunlar; (a)Organizasyon yapısı  her zaman stratejiye göre oluşturulur. (b)İşletme faaliyetlerinin etkili/başarılı olup olmaması  stratejilerin bir sonucudur. (c)Stratejik yönetim, işletme yöneticilerinin analitik ve yaratıcı becerilerine bağlı olarak proaktif yaklaşımla rekabet üstünlüğü sağlayarak işletmenin geleceğini şekillendirmeye yöneliktir, önkabulu ile benimsenen üç önemli temel yaklaşımdır.

Tabii, kaza eseri amaçlananın aksine ortaya çıkmış ve her nasılsa ortama uygun ve elverişli olan bu oluşumları, strateji olarak  kabullenmek biraz zor olsa da, böyle durum ve koşullardan kaynaklanan kendiliğinden oluşan stratejilerin varlığını reddetmek mümkün değildir. Bu önkabul ile  ‘oluşan strateji’ kavramı  modernist stratejik yönetim düşüncesi alanında kendine yer bulmuştur.

Henry Mintzberg: Belirsiz/Karmaşık Çevrelerde Oluşan Stratejiler

Stratejik yönetim literatüründe, ‘oluşan(emergent) strateji’ kavramının öncüsü Henry Mintzberg,  işletmelerin  uzun dönemli geleceklerinin, halihazır durumları gözönüne alınarak planlanmasının mümkün olamayacağını yazmış olduğu makalede, Harvard Business School’da (MIT-Sloan School of Management  ve Carnegie Mellon University Graduate School of Industrial Administration ile işbirliği içinde), 1960’larda başlamış olan  ‘strateji tasarım okulu’ çalışmalarının yetersiz olduğunu, bu ve benzer yaklaşımların eğitim alanında çok,  ama  iş dünyasında  dar bir  sahada yarar sağlayabileceğini  açıklamıştır.

Mintzberg’e göre, öngörülerin yapılamadığı belirsizlik derecesi yüksek çevre durumunda  deneme ve tecrübe süreci tamamlanmadan bir stratejik tasarımın yapılması mümkün olamaz; ayrıca öngörülerin yapılabildiği  yüksek belirlilik düzeyindeki çevre ortamlarında da, herşey açık ve seçik olduğundan, ayrıca  bir strateji tasarımına çok gerek de bulunmaz.

Dolayısı ile tasarım okullarının önerdiği uygun stratejilerin, her zaman geçerli ‘en iyi strateji’ reçetesi gibi sunulmasının yerine,  deneme ve tecrübe, başka bir deyişle, öğrenme  temelinde ortaya çıkan oluşan strateji kavramına dikkat edilmesini önermektedir.

Gelecek çok belirsiz ve karmaşık olabilir. Karşılaşılan durum ile ilgili bilgi elde etme veya bilgiye erişme zor olabilir, veya sağlanan verilerin analizinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi yapılamayabilir. Böyle bir ortamda gelecekle ilgili tahmin yapmak, karar vermek  olanaksızdır. Unutmamak gerekir ki stratejiler bir ‘analiz’ değil, bir ‘sentez’dir.  Dolayısı ile belirsiz ve karmaşık çevrelerde rasyonel bir şekilde analiz yapılamadığında, işletme üst yönetimince  bir  stratejik tasarımın yapılması ve  belirlenmesi mümkün olamayacaktır.

Bunun yanında  değişim ve karmaşıklık derecesinin çok yüksek olduğu sektörlerde bulunan işletmelerin üst yönetiminin gerekli bilgilere yeterince sahip olamayacağı veya erişemeyeceği; ama sahada çalışan bilgi ve deneyim sahibi alt düzey çalışanların, oluşan stratejik açılımlara uyumcul davranışlar vererek etkili sonuçlar alabileceği Mintzberg tarafından  ileri sürülmektedir. Yani bu tür durumlarda  stratejilerin oluşmasında üst yönetim değil, sahada bulunan ve durumları yaşıyan uygulayıcılar daha etkili katkı sağlamaktadır.

Mintzberg özetle, stratejik tasarım okullarının dengeli  ve öngörülebilir bir çevre varsayımı ile strateji belirleme çalışmaları yapılması gereğine karşı olmadığını, ancak bilgi erişimi sorunu olan ve analizlerin yeterli olarak yapılamadığı değişken çevrelerde strateji tasarımının  çok yarar sağlamayacağını ileri sürmektedir.

‘Oluşan Stratejiler’ Odaklı Bir Stratejik Düşünce Okulu: Öğrenme Okulu

Yukarıda tüm açıklamaların ışığı altında  kendiliğinden oluşan stratejilerin başarılı/etkili olmasının bilhassa sahada çalışan uygulayıcı ve uzmanların deneyim/öğrenimine çok bağlı olduğu aşikardır.

Bu bağlamda  Mintzberg’in Stratejik Yönetim Düşünce Okulları  sınıflaması içinde yer alan ‘Öğrenme Okulu’,  oluşan(emergent) stratejilerin ilgi topladığı ve   etkinliğini gün geçtikçe arttırdığı ortamda yararlı  bir  bakış açısı ortaya koymaktadır.

Bu okulun bakış açısına  göre strateji  bir tasarım, planlama veya konumlandırma sonucunda niyet edilerek(intended) ortaya çıkarılan bir plan olmadığı gibi;  işletme liderlerinin kişisel ve bilişsel yetkinlikleri  ile yönlendirilebilecek bir vizyon sonucu da meydana gelmez. Bu nedenle de  belirli hazır strateji modelleri  ile ilgili somut önerilerde bulunmak mümkün de değildir, doğru da değildir.

Tabii, stratejik yönetim yaklaşımlarında öne çıkan diğer okulların yaklaşımlarını  yadsımak da uygun bir yaklaşım değildir, ama görülen o dur ki,  son dönemlerde  ortaya çıkan stratejiler analitik süreçler sonucunda değil, ardışık veya eşzamanlı  bir şekilde mantıklı tartışmalar, işbirlikleri, çatışmalar  sonucu zaman içinde kendiliğinden(emergent) öğrenilerek oluşmaktadır.  Yani stratejiler  çevresel olaylara uyumlu bir şekilde kendiliğinden ortaya çıkmakta ve işletme çalışanlarının geçmiş bilgi birikimleri ve ayrıca süreç esnasında  kazandıkları  deneyimlerle  pekiştirilen uygulamalarla   bazen hızlı, bazen yavaş  olarak adım adım  gerçekleşmektedir.

Bu nedenle oluşan stratejiler işletme içi öğrenme sürecinin etkinliği ve yönetilmesi sonucu başarılı ve etkili olarak uygulanabilir. O halde işletmenin yetkili ve baş sorumlusu olan liderlerin stratejik görevi  analitik süreçlerden, vizyon yaratmaktan ve stratejik konumlandırmalar yapmaktan  ziyade işletmede esnek kararlar ve davranışlar gerçekleştirebilecek ortak öğrenme sürecini uygun ve etkin bir şekilde yönetmek; bir başka deyişle  “öğrenen işletmeleri” oluşturmaktır.

Yukarıdaki açıklamaları özetle aşağıdaki şekilde toparlayabilir, bütünleştirebiliriz:

Öngörülebilir özellikli basit, durgun ve dengeli çevrede faaliyette bulunan işletmelerde,  tasarım, planlama ve konumlandırma okullarının önerdiği rasyonel analiz yöntemleri ile doğrusal(lineer) uzantılı amaçlanan  stratejiler geliştirilmesi konusunda çalışmalar önemini devam ettirecektir. 

Belirsiz ve karmaşıklık derecesinin çok yüksek olduğu çevresel ortamlarda kendiliğinden oluşan(emergent) stratejilere karşı, işletmelerin  ‘öğrenen örgütler’  olarak refleks vermesi  ve uygulamalar gerçekleştirmesi de gerekli olacaktır.

Süratle değişen çevresel belirsizlik düzeyleri  farklı eğilim, yönelim, görüş ve yaklaşımlar işletmelerde stratejik yönetim konularını gün geçtikçe daha ilginç ve heyecan verici bir hale getirmektedir.


Not: ‘Oluşan strateji’  konusunu, aşağıdaki videoda,  01.22 dk içinde daha öz ve açık olarak kavramın yaratıcısı Prof.Henry Mintzberg’den izleyebilirsiniz.

Türkçe altyazı tercihi için; cc-ayarlar(çark)-subtitles-autotranslate-Turkish

Bu içeriği paylaşmak istermisiniz?

Facebook
Twitter
LinkedIn

Bu içeriği yorum yazmak istermisiniz?

0 0 oylamalar
Makale Oylama
2 Yorumlar
Oldest
Newest Most Voted
Satır İçi Geri Bildirimler
Bütün Yorumlara bak
Yasin
2 yıl önce

Kaleminize sağlık Hocam, gayet açıklayıcı ve güzel bir yazı olmuş.