Sınırötesi ticaret alanında İster ithalatçı, isterse ihracatçı olunsun, ülkeler arasında dış ticaret faaliyeti her iki toplumun genelinde refah düzeyini yükseltmektedir.
Bunun yanında, ülkelerin, ‘ülkeye özgü karşılaştırmalı üstünlüklere’ ve çeşitli sektörlerdeki firmalarının ‘işletmeye özgü rekabet üstünlüklerine’ sahip olması her ülkede sınırötesi ticaret faaliyetlerini özendirmektedir.
Bu genel bakış açısından hareketle dünya ticaretinden daha fazla pay alarak, ekonomik gelişme ve toplumsal refahlarını yükseltmek isteyen ülkeler, bulundukları bölgelerde, komşuları veya benzer kültürel, ekonomik yapılara sahip bulunan diğer ülkelerle dış ticaretlerini arttırmak için işbirlikleri ve bütünleşmeler gerçekleştirmektedirler.
Oluşturulan işbirlikleri ve bütünleşmeler, üye ülkeler arasında ticari faaliyetleri yaratarak (trade creation) arttırmakta; üyeler dışındaki ülkelere yapılan ticaretin yönünü ise onlardan saptırarak(trade diversion) azaltmaktadırlar.
Daha önce çeşitli defalar belirttiğimiz gibi uluslararası işletmecilik ve ticaret faaliyetleri günümüzde artık genel işletmecilik faaliyeti sürecinin doğal bir unsuru/aşaması olarak kabul edilmektedir. Bulunduğu ülkenin iş yaşamında faaliyet gösteren tüm işletmelerin kıyısından köşesinden bir şekli ile uluslararası/sınır ötesi ticaret ile bir bağlantısı/ilişkisinin bulunmaması, artık pek mümkün gözükmüyor.
Uluslararası/sınır ötesi işletmecilik faaliyetlerinde yeni pazar açılımları, kaynak tedariki ve üretim faaliyetlerinde küresel ölçekli çalışmalar gerçekleştirecek meslektaşlarımızın, ülkeler arasındaki işbirlikleri ve bütünleşmeler (serbest ticaret alanı, gümrük birliği, ortak pazar, ekonomik ve politik birlikler) konusuna odaklanan, ayırt edici ve kapsamlı açıklamalar içeren bu yazıya ilgi duyacaklarını düşünüyor ve keyifli okumalar diliyorum…
Bölgesel İşbirlikleri-Bütünleşmeler
Ülkeler arasındaki işbirlikleri ve bütünleşmeler, birbirlerine yakın anlamları içerdiklerinden, eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak iki terim arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır:
İşbirlikleri dünya üzerindeki herhangi iki veya fazla sayıda ülkenin aralarındaki farklı uygulamaları en aza indirerek birbirlerine ticari kolaylıklar sağlamasına yöneliktir. Süreç üyeler tarafından egemenlik hakları kaybedilmeden uzlaşma ve sözleşmelerle yapısal düzende radikal değişimlere yol açmadan yönetilir.
İşbirliği yapan taraf ülkelerin çok yakın sosyal, ekonomik ve kültürel yapılara sahip olması, ve aynı coğrafi bölgede bulunmaları gerekli değildir. Örneğin her hangi iki ülke arasında yüksek veya düşük düzeyde bir ticaret anlaşması yapılması bir işbirliği uygulamasıdır. İşbirliği çok geniş kapsamlı veya dar kapsamlı düzenlemeleri içerebilir.
Bütünleşmeler ise genellikle coğrafi bir bölgede, sosyal, ekonomik ve kültürel altyapıları birbirine yakın toplumlar arasında oluşmaktadır. Taraf ülkelerde farklı yerel uygulamalar toptan kaldırılarak benzeşen ticari ortam ve pazarlar yaratılmakta, ekonomik yepyeni yapısal değişimler ve yeni düzenler ortaya çıkarabilmektedir.
Bu bağlamda bütünleşmelerde, ülkeler üstü bir karar ve yönetim mekanizması bulunmakta, birlikte konulan kurallar ve prosedürlere uyulması zorunlu olmaktadır. Böyle bir durumun doğal olarak üye ülkelerde ulusal egemenlik kavramını zedelediği tartışılma konusu da olabilmektedir.
Doğal olarak ülkelerarası bölgesel bütünleşmelerin temelinde bir işbirliği bulunduğu şüphesizdir. Bu nedenle aralarında belirgin, ayırt edici farklılıklar bulunan bu iki terimin iş yaşamında ve literatürde zaman zaman eşanlamlı olarak kullanıldığına rastlanmaktadır.
İşbirlikleri-Bütünleşmeler Nedenleri
Ülkeler arasında bölgesel işbirlikleri/bütünleşmeler, (a) Pazar alanlarının genişlemesine, (b) Ölçek Ekonomisi sağlamaya, (c) Üye ülkelerde yetkinliklerin geliştirilmesine ve rekabet üstünlüğü sağlanmasına, (d) Taraf ülkelerde Doğrudan Yabancı yatırımların artmasınaneden olabilmektedir.
Tüm bu olumlu nedenler, işbirliği/bütünleşme içinde bulunan ülke toplumlarının yaşam ve refah düzeylerinin yükselmesinde olumlu etki yapmaktadır.
Bunun yanında bölgesel işbirliklerinin, ve kapsamlı diğer bütünleşme eğilimlerinin, ülke toplumları açısından bazı olumsuz sonuçlar doğurduğu da tartışılmaktadır.
Olumsuz sonuçlarla ilgili argümanlar arasında; (a) Taraf ülkelerde egemenlik kaybı, (b) Küresel ticaretin engellenmesi/azalması, (c) Pazarların benzeşmesi(homojenleşmesi), (d) Küçük ve Orta boy İşletmeler üzerinde olumsuz sonuçlar yaratması, (e) Gelişen ülkelerde istihdam azalması gibi unsurlar bulunmaktadır.
Tüm olumlu veya olumsuz sayılabilecek nedenlere rağmen işbirlikleri ve bütünleşmelerin toplumlarda genel ticari faaliyetleri ve bunun sonucu olarak refah düzeyini yükselttiği konusunda güçlü bir önkabul bulunmaktadır.
Serbest Ticaret Alanı, Gümrük Birliği ve Ortak Pazarın Ekonomik Sonuçları
Serbest Ticaret Alanı, işbirliği içindekiüye ülkeler arasında yapılan mal ve hizmet ticaretinin hiçbir ticari kısıtlama ve engelleme olmadan gerçekleştirilmesi, ancak üçüncü ülkelere karşı bağımsız hareket edebilme durumudur.
Serbest ticaret alanı oluşturan üye ülkeler, birlik dışındaki üçüncü ülkelere karşı ticari ilişkilerini de birlikte düzenlerler ve ticari politikalarını da beraberce geliştirirler ve uygularlar ise, bu takdirde serbest ticaret alanı Gümrük Birliği’ne dönüşmüş olur.
Örneğin, birbirleri ile sınırötesi ticari faaliyetler gerçekleştiren A, B ve Z ülkesi arasında, bölgesel bir işbirliği(Serbest Ticaret Alanı veya Gümrük Birliği) gerçekleştirilmeden önce, A ülkesi, ticaret konusu bir mal’ın alım satımında gümrüklü maliyet fiyatının en düşük olduğu Z ülkesinden malı ithal eder.
Ama A ve B ülkesi bölgesel bir işbirliği(Serbest Ticaret Alanı veya Gümrük Birliği) gerçekleştirdiklerinde aralarında gümrük vergisi kaldırıldığında, en düşük mal fiyatı birlik üyesi B ülkesinden yapılacak ithalat ile sağlanabilecektir. Bu durumda da A ülkesi sözkonusu birlik üyesi olan B den ithalatı tercih edecek, Z ülkesinden gümrüklü maliyetin yüksekliği nedeni ile ithalatı kesecektir.
Başka bir deyişle, ülkeler arasında oluşturulan bölgesel işbirlikleri sonucunda; Üye ülkeler arasında(A ve B) ticaret hacmi yükselme eğilimi (ticaret yaratımı/trade creation) göstermekte; birlik dışındaki ülkeler (A ve B ile Z) arasında ticaret hacmi ise düşme eğilimi (ticaret sapması/trade diversion) göstermektedir.
Dikkat edilirse Z ülkesinden B ülkesine sapmış olan ticaret karşılaştırmalı üstünlükler ve verimlilik sonucu değil, serbest ticaret alanı ve gümrük birliğinin sağladığı gümrük vergisinden muaf tutularak bir ‘kayırma’ nedeni ile ortaya çıkmaktadır.
Serbest ticaret alanı veya gümrük birliğinin üye ülkeler üzerindeki etkisi ortak pazar oluşumu için de sözkonusudur.
Ortak pazarda serbest dolaşan üretim faktörleri, her iki üye ülkede de refah düzeyine olumlu etki yapmakta ve kazanç sağlamaktadır. Örneğin sermaye getirileri farklı İki ülkenin ortak /tek pazar olmaları halinde bir üretim faktörü olan sermayenin, aralarında serbest dolaşımı nedeni ile, en verimli(en çok getiri/faiz sağlayacak) ülkeye yönelmesi sözkonusu olacak; bu durumda da kaynakların etkin kullanımı nedeni ile ortak pazar üyesi her iki ülke kazanç sağlayacaktır.
Ülkeler arasında bölgesel işbirlikleri çok çeşitli tür ve özelliklerde oluşmaktadır. Aşağıda, ekonomik ve ticari amaçlı basit kapsamlı işbirliklerinden, politik amaçlı çok boyutlu bütünleşmelere kadar bir yelpaze içinde çeşitli kombinasyonlarda oluşturulabilecek önde gelen işbirlikleri/bütünleşmeler hakkında açıklamalar yapılacaktır.
İşbirlikleri-Bütünleşme Türleri
Serbest Ticaret Alanı(Free Trade Area)
İşbirliği içindekiüye ülkeler arasında yapılan mal ve hizmet ticaretinin her türlü gümrük (ithalat-ihracat) vergilerinden muaf olarak, ülkelerin tüm yerleşim alanlarında hiçbir ticari kısıtlama ve engelleme olmadan gerçekleştirilmesi durumu Serbest Ticaret Alanı olarak tanımlanmaktadır.
Başka bir deyişle, üye ülkelerin tüm fiziki coğrafyası, birbirleri ile yapılacak mal ve hizmet ticaretinde Gümrüksüz Serbest Bölge(Free Trade Zone) olarak tanımlanmıştır. Üye ülkelerin sözleşme ile oluşturdukları serbest ticaret alanında, herhangibir gümrük vergisi, kota, ambargo gibi ticari kısıtlama bulunmamaktadır. Kendi aralarında gümrük vergi ve ticari kısıtlamaları kaldıran üye ülkelerde, böylece mal ve hizmetler serbestçe dolaşır.
Ancak bu tür işbirliğindeki üye ülkeler, birlik dışındaki üçüncü ülkelere karşı her türlü ticari ilişkilerinde bağımsız ve serbesttirler. Her üye üçüncü ülkelerle ilgili kendi gümrük, ticaret politikasını serbestçe belirleyebilir.
Gümrük Birliği (Customs Union)
Serbest ticaret alanı oluşturan üye ülkeler, birlik dışındaki üçüncü ülkelere karşı ticari ilişkilerini de birlikte düzenlerler ve ticari politikalarını da beraberce geliştirirler ve uygularlar ise, bu takdirde üye ülkeler arasında serbest ticaret alanı, Gümrük Birliği’ne dönüşmüş olur.
Dikkat edileceği gibi, gümrük birliğinde de, aynen serbest ticaret alanı uygulamasında olduğu gibi üye ülkelerde mal ve hizmet dolaşımı hiçbir vergiye ve ticari engele tabi olmadan serbesttir, ancak üçüncü ülkelere karşı üye ülkeler ticari ilişkilerinde bağımsız davranamazlar ve kendileri serbestçe ticaret politikası geliştiremezler. Tüm üyeler birlik dışı ülkelere ticari politikaları ortak olarak kararlaştırmak ve birlikte uygulamak zorundadırlar.
Ortak Pazar(Common Market) ve Tek Pazar (Single Market)
Ortak Pazar, gümrük Birliği’nin, içine üretim faktörlerini de katan geniş bir türüdür. Bu tür işbirliğinde, üye ülkeler içinde serbestçe dolaşımına izin verilen mal ve hizmetlere ilave olarak, üretim faktörleri(işgücü, sermaye, girişimci) de, hiçbir kısıtlama ve engelleme ile karşılaşmadan dolaşır.
Üye olmayan ülkeler için ise mal ve hizmet girişlerinde, birlik üyelerince ortak olarak belirlenecek gümrük vergisi ve ticari politikalar, üretim faktörleri için de kambiyo ve işgücü kontrolleri uygulanır. Özetle, ortak pazar, gümrük birliğinin, üretim faktörlerinin de mal ve hizmetler gibi serbest dolaşımına imkan veren şeklidir.
Literatürde Tek Pazar(Single Market) olarak tanımlanan entegrasyon ise, üretim faktörleri, mal ve hizmetlerin dolaşım serbestliği yanında, dolaşımı engelleyebilecek fiziki(sınırlar), teknik(formaliteler) ve mali(vergiler) engellerin kaldırılması konusunda kolaylaştırıcı düzenlemelerin de büyük bir ölçüde gerçekleştirildiği, daha kapsamlı, ayrıntılı ve formel bir Ortak Pazar türüdür. Bu bağlamda Tek Pazar, Ortak Pazar ile Ekonomik birlik arasında konumlandırılabilecek, daha kapsamlı ve kurallı bir bütünleşme türüdür.
Ekonomik Birlik (Economic Union)
Ekonomik bütünleşmelerin 4. Aşaması olarak kabul edilen, Ekonomik birlik, üyeler arasında oluşturulan ortak pazar koşullarına ilave olarak bölge içinde, para ve maliye politikaları da dahil olmak üzere tüm ekonomik ve ticari faaliyetlerde ortak düzenlemeleri içeren kapsamlı bir ekonomik bütünleşmedir.
Üye ülkeler, birlik bölgesinde mal, hizmet ve üretim faktörlerinin serbest dolaşımına ilave olarak, ortak para ve maliye politikalarını da kapsayan bir ekonomik bütünleşme eğilimi içindedirler. Ancak bu bütünleşme, uygulamadaki ortak para, maliye ve diğer ekonomi politikaların kapsamı, hacmi itibarı ile, çeşitli düzeylerde gerçekleştirilebilir.
Politik Birlik (Political Union)
Politik birlik, kapsamlı ekonomik birlik koşullarına ilave olarak, üye ülkeler arasında savunma, dış politika, hukuk, güvenlik gibi sosyal ve idari alanlarda da ortak düzenleme ve davranış birliğinde bulunduğu bir bütünleşmedir.
Bu özelliği itibarı ile üye ülkeler arasında ekonomik bütünleşmeden ziyade, siyasal ve idari bir bütünleşme türüdür. Üye ülkelerin ulusal bayrakları yanında, oluşturulan birliği temsil eden ortak bir bayrağı da taşıdıkları bu siyasal boyutlu bütünleşme , özellikleri itibarı ile, en geniş bir bütünleşme türüdür. Doğal olarak, bu bütünleşme de, uygulama konusu sosyal, idari politikaların kapsamı, hacmi itibarı ile, çeşitli düzeylerde gerçekleştirilebililir.
İşbirliği ve Bütünleşme Dışı Serbest Ticaret Oluşumları; Serbest Bölgeler (Free Trade Zones)
Uluslararası ticaret alanında anlam karışıklığı yaratabilen ve bazen birbirlerinin yerine kullanılan Serbest Ticaret Alanı(Free Trade Area) ve Serbest Bölgeler (Free Trade Zones) farklı oluşumlardır.
Ülke içinde serbest dış ticareti geliştirmek için yapılan en basit yöntem, belirlenmiş bazı mahallerde/bölgelerde hiçbir vergi, kota, ambargo gibi ticari kısıtlama ve engellerin uygulanmadığı, serbest ticaret bölgeleri kurulmasıdır. Serbest bölge (Free Trade Zones) olarak da adlandırılan bu tür sınırları belirlenmiş ülke içi mahallerde, tüm yerel ve yabancı ülke birey ve kurumları, her türlü ticari ve yatırım faaliyetlerini (depolama, üretim, satış) hiçbir ekonomik ve idari kısıtlama ve engel olmadan yapabilmektedirler.
Serbest bölge uygulamaları, herhangi bir üyelik veya anlaşmaya dayalı bir uygulama değildir. Sözkonusu bölge içinde, yerel ülke dahil tüm yabancı ülke vatandaşları veya kuruluşları, ticari kısıtlamalar/engeller olmadan faaliyet gösterebilirler.
Serbest Ticaret Alanı(Free Trade Area) uygulaması ise yukarıdaki paragraflarda belirtildiği üzere üye ülkeler arasında birlikte karar verilerek oluşturulan ve her iki ülke alanının tümünü kapsayan anlaşmaya dayalı bir işbirliği/bütünleşmedir.
Bu bağlamda Serbest Bölgeler, üyelik zorunluğu olmaması nedeni ile, ekonomik bir işbirliği/ bütünleşme türü olarak kabul edilmemekte, herhangi bir ülkenin tek başına kararlaştırdığı dış ticareti özendirici bir yöntem olarak ele alınmaktadır.
Önde Gelen Bölgesel İşbirlikleri ve Bütünleşmeler ve Türkiyede Serbest Bölgeler
Dünyada günümüz itibarı ile bazı önde gelen bölgesel işbirlikleri /bütünleşmeler aşağıda tanıtılmaktadır. Bölgesel işbirliği içinde yer alan üye ülkeler ve işbirliği koşulları zaman ve çevresel gelişmelere göre değişebilmektedir. Açıklamalarda belirtilen üye ülkeler ve işbirliği türünün, bir fikir verebilmek maksadı ile genel görünümü ifade ettiğini, bu nedenle mutlak bir tanımlama olarak kabul edilmemesi gerektiğini bilhassa belirtmek isteriz.
Bulundukları ülke ekonomilerine sağladıkları katkıların yanında, esnek ve çağdaş idari yapılarıyla dış ticarete yönelmek isteyen işletmelere modern ve gelişmiş bir yatırım ortamı sağlayan hernagibir üyelik anlaşması gerektirmeyen serbest bölgeler lojistik merkezler olarak ülkemizde de önemlerini artırmaktadırlar. Bugün itibarı ile ülkemizde 19 adet serbest bölge faaliyette bulunmaktadır.
Uluslararası/sınır ötesi işletmecilik faaliyetlerinde küresel ölçekli faaliyetler gerçekleştirecek meslektaşlarımıza çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.