Yeni Makaleler

Demokrasilerde, Demokratik Davranış Sahibi Politik Liderlik

‘…Demokrasiler bireysel özgürlüğün sahasını genişletir;hem seçme özgürlüğünü, hem de özgür davranma ve yaşama hakkını…

…Ama ‘Demokrasi’, ‘demokratik  ortam’,  ve ‘demokratik davranış’ kavramlarının anlamları ve kullanımı ile ilgili  büyük bir tartışma yaşanmaktadır. Bu kavramlar  açık olarak  tanımlanmadıkça ve  üzerlerinde uzlaşma sağlanamadıkça,  tartışmalar devam edecek,  insanlar  yaşamlarını  sürdürecekler…

…Ama gerçek bir demokrasinin var olamayacağı böyle bir ortamdan en çok demagoji yapanlar yarar sağlayacaklardır.

(Alexis de TocquevilleJean Jacques Rousseau  söylemlerinden alıntılarla yazar tarafından derlenmiştir.)

İşletme ve yönetim alanında liderlik konusunda yapılan çalışmalar genellikle  iş yaşamı içinde yer alan kar amaçlı veya kar amacı gütmeyen organizasyon/işletmelerin yönetim kademelerinde  bulunan yöneticilere/liderlere odaklanan araştırmaları içerir.

Bu bağlamda liderlik kısaca, diğer kişileri (çalışanlar, takipçiler) etkileyerek, özendirerek, yönlendirerek içinde yer aldıkları kurumun etkili ve başarılı olarak amaçlarına erişmesini sağlama becerisi, şeklinde tanımlanabilir.

Liderliğin yer aldığı farklı bir alan  siyasi faaliyet gösteren kamusal platformlar ve kurumlardır. Bu platformlarda yer alan liderler politik/siyasi liderler olarak adlandırılmaktadır. Her ne kadar siyaset, iş ve sosyal yaşamlarda yer alan kurumlarda görev yapan  tüm liderlerin özellikleri, becerileri, tutumları, davranışları ve sorumlulukları birbirine çok benzer olarak iç içe  geçmiş bir resim verse de yine de bazı farklılıklar göstermektedir.

İşletme ve  yönetimi üzerine açıklamalar ve yorumları içeren WEB sitemizdeki bu yazımızda, odak alanımızı biraz genişleterek, siyasi faaliyetlerde bulunan demokratik politik liderlik konusuna kıyısından, köşesinden girerek açıklamalarda bulunmaya çalışacağız.

Politik Liderler

Politika kavramı antik Yunanca’da devlet yapısı, siyasal rejim anlamında kullanılan ‘politeia’ teriminden  gelmektedir. Aristoteles (MÖ.384-322), politika’yı, toplumu oluşturan bireylerin daha iyi, güvenli ve refah düzeyi yüksek bir yaşam sürebilmeleri amacı ile kurulan devletin yönetimi ve vatandaşlığına ilişkin tüm faaliyetleri içeren bir kavram  olarak tanımlamaktadır.

Türk Dil Kurumu ise politikayı, devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü olarak tanımlamaktadır.

Politik(siyasi) liderlik kavramı ise iş ve sosyal yaşam ortamlarında yer alan liderlik niteliklerinden daha farklı ve  geniş olup, örgütlenmiş  toplumların oluşturduğu bir tüzel kişilik(büyük veya küçük ölçekli kamu düzeni sağlayan kurum) düzeninde biçimsel ve meşru siyasi yetkilere sahip  bulunan liderler olarak tanımlanmaktadır.

Dar anlamı ile siyasi yetkiler, geleceğe yönelik toplumsal yararları ve olumlu gelişim/değişimleri gerçekleştirecek; (a) kararların alınması/denetlenmesi, (b) direktiflerin verilmesi/denetlenmesi, (c) kaynakların dağıtılması/denetlenmesi, haklarını içermektedir.

Demokratik Politik Liderler

Bu yazımızın konusu olan Demokratik Politik liderler herhangi bir ölçekteki  kamu düzeninde/kurumunda, yukarıdaki paragrafta açıklanmış siyasi yetkilere sahip olarak; (a) meşru bir seçimle, (b) bir grup/takipçilerin temsilcisi sıfatı ile seçilmiş, (c) her zaman temsilci sıfatı sona erdirilebilen, (d) belirli bir yasal düzen içinde hareket edebilen ve bu düzeni gerektiği zamanlarda etkileyebilen  liderlerdir.

Doğal olarak demokratik politik liderlerin sahip oldukları siyasi yetkiler, (e) seçimlere katılma hakkı bulunan tüm seçmenlerin geçerli oylarına dayanan seçim sonuçlarına göre  oluşturulmuş temsilciler meclisi ve yasal kurumların belirlediği kural ve prosedürlerin izin verdiği ölçü ile sınırlıdır.

Bunun yanında demokratik politik liderler, (f) toplumun çıkarları doğrultusunda kamu değeri yaratma amacını taşırlarken, (g) meşruiyet temelli zorlayıcı güce sahip olmalarına rağmen, genellikle ikna ve kabul(rıza) araçlarını kullanarak ve katılımcı ilke ve değerlerle  görevlerini gerçekleştirirler.

Yukarıda sözü edilen hususlar her siyaset ortamında ve politik liderde farklılaşabilmekte, önem ve öncelik  düzeyleri ise  değişik olabilmektedir. Bu bağlamda sosyal mutabakat ile oluşan politik liderlerin etkileme, güç kullanımı, yetki ve meşruiyet  itibarı ile  genel kabul gören bir tanımlaması da bulunmamakta, hatta yapılmış bazı popüler tanımlamalar da  tartışılma konusu olmaktadır.

Bu yazıda odaklanılan ve ele alınan demokratik politik liderler, meşru ve özgür bir seçimle belirlenen ve meşruiyetlerini  yasa,  kural, prosedür ve düzenlemelerden almış ve onların belirlediği sınırlamalar içinde(demokrasi; demokratik ortam), katılımcı ilke ve değerlerle (demokratik davranış sahibi) hareket eden liderlerdir. Başka bir deyişle,  zorlayıcı durum, darbe veya meşru olmayan bir seçimle atanan/oluşan politik liderlikler konumuz dışında olup, aşağıdaki paragraflarda yer almayacaktır.

Demokrasi; Eşit ve  Adil Bir Şekilde Yönetime Katılma  Ortamı

Kurallı bir toplum düzeninde bireylerin kendilerini  yönetecekleri  kişileri doğrudan veya dolaylı olarak  seçtiği yöntem   demokrasi  olarak adlandırılmaktadır.

Tüm insanlar eşit olarak yaratılmış olup, bu bağlamda vazgeçilmez haklara sahiptir. Bu haklar arasında yaşam hakkı, özgürlük, mutluluğa ve refaha  erişmek için karar ve eylemlerde bulunabilme hakkı öncelikli olarak gelmektedir. Sözü edilen öncelikli haklar, toplum bireylerinin devlet düzeni ile ilişkilerinde sahip bulunması gereken  hak’lardır, ve devlet düzeninin de bu hak’lara uyumlu bir yapıda olması gerekmektedir.

Yukarıda sözü edilen  haklara sahip olarak toplum bireylerinin beklentilerini karşılayan ve  kendilerini  yönetecekleri  kişileri doğrudan veya dolaylı olarak  seçtiği sistem  demokrasi  olarak adlandırılmaktadır. Başka bir deyişle demokrasi her kesimden halkın(toplum bireylerinin) hak ve beklentilerini gerçekleştirebilmek amacı ile, eşit ve adil bir şekilde devlet yönetimine katılma olanağının bulunduğu bir durumdur. 

Doğrudan demokrasi’de tüm bireyler herhangi bir temsilciye gerek kalmadan kendileri yer alarak hep birlikte  karar alır, kararların yürütülme esaslarını da belirlerler.

Ama yüksek nüfusa sahip toplumlarda tüm bireylerin devlet yönetimine doğrudan katılarak karar alması ve yürütmesi mümkün değildir. Bu toplumlarda halk  devlet yönetimine  belirli bir süre için kendi seçtiği temsilcilerini karar ve yürütme konularında yetkilendirerek katılır. Temsili(dolaylı) demokrasi olarak tanımlanan bu sistemde halk adına onlar tarafından seçilen temsilciler  karar verme(yasama)  yetkilerine sahiptirler, yürütme kurulları (hükümet)oluşturulmasında da etkilidirler. 

Temsili Demokrasiler, genel  itibarı ile; (a) devlet işlerinin  halk tarafından belirli dönem için seçilmiş temsilcileri vasıtası ile yürütüldüğü, (b) ileri düzeyde fikir ve ifade özgürlüğüne sahip, ekonomik hak, mülkiyet ve faaliyetler alanında  eşitlik ve özgürlükçü, (c) özel  hak ve mülkiyetleri koruyucu ve denetleyici  bağımsız  yargı ve denetim yapısına sahip, (d) genel devlet bürokrasisi içinde  liyakate dayalı sürdürülebilir, bir yönetim yapısıdır.

Bu bağlamda temsili demokrasiler, demokratik seçim yöntemleri ile atanan halk temsilcisi liderlerin bulunduğu ve yetkilendirildiği(demokratik); ayrıca bağımsız yargı ve denetim kurumları vasıtası ile hukukun üstünlüğü çerçevesinde bireysel, kurumsal ve toplumsal hak ve özgürlüklerin korunduğu(liberal) bir düzendir.

Ama yukarıdaki unsurların(meşru demokratik seçim yöntemleri ile hak ve özgürlükler) farklı toplumlardaki uygulanma düzeyleri farklı resimler vermektedir.

Demokratik-Liberal Düzen(1),  demokratik seçim yöntemlerinin uygulandığı ve hak ve özgürlüklerin bağımsız yargı ve denetim organları vasıtası ile korunduğu ve gözetildiği  tam demokratik bir düzendir.

Demokratik-Antiliberal Düzen(2), demokratik seçim yöntemlerinin uygulandığı, ama hak ve özgürlüklerin bağımsız yargı ve denetim organları vasıtası ile yeterince korunmadığı bir düzendir.

Antidemokratik-Liberal Düzende(3),  hak ve özgürlükler bağımsız yargı ve denetim organları ile korunmakta,  ama seçim yöntemleri demokratik olarak yapılmamaktadır.

Antidemokratik-Antiliberal Düzen(4), hak ve özgürlüklerin bağımsız yargı ve denetim organları ile korunmadığı, seçim yöntemlerinin demokratik olmadığı bir düzendir.

Demokratik liberal bir düzeni tüm gerekli unsurları ile kurmak kolay bir iş değildir. Ama bu düzen, makul koşullarda herkesin görmek istediği  ‘Şehirdeki tek oyundur’.  Oyun bazen çok iyi sahnelenmekte, bazen de felaket bir şekilde oynanmaktadır. Tabii, bu iki uç arasında oyunun sahnelendiği toplumlar itibarı ile farklı bileşimlerde sergilenen demokrasiler de farklı özelliklerde gerçekleşebilmektedir.

Bu yazımızın konusu olan  demokratik politik liderler, yukarıda sözü edilen farklı bileşimlerde sergilenen demokrasilerde  meşru olarak seçilmiş ve atanmış liderlerdir…

Ama Demokratik politik liderlik aynı zamanda bir kavram olarak yönetimde katılımcılık içeren bir davranış biçimidir.

Demokratik Davranış Sahibi Liderler; Katılımcı, Destekleyici, Yetkilendirici, İlişki Yönelimli Liderler

İşletme ve yönetim alanında çeşitli araştırmacı ve uzmanlarca; katılımcı, destekleyici, ilişki yönelimli, anlayışlı, insan yönelimli, kişiyi dikkate alan,  ast merkezli, eşitlikçi, güçlendirici, yetkilendirici, serbest bırakıcı gibi isimlerle de ilişkilendirilen ve tanımlanan, ama öz olarak  aynı eğilimleri işaret eden demokratik liderler, genellikle grup üyelerinin ve takipçilerinin bilgi, deneyim ve becerilerine önem veren, onların uygun bir şekilde özdenetimleri ile grup amaçlarını ve beklentilerini gerçekleştirebilecek yetenekte bulunduklarına inanan liderlerdir.

Demokratik davranış sahibi liderlerin karşıt ucu otokratik liderliktir. Bu iki karşıt uç arasında lider ve yöneticiler yumuşatılmış otoriter veya demokratik davranış biçimlerine de sahip olabilirler. Bu bağlamda bir yelpazenin iki ucu arasında farklı  kombinasyonlarla  otoriter veya demokratik eğilimli liderlik davranışlarından söz edilebilir.

İşletme ve yönetim alanında geçerli olduğu genel kabul gören yukarıda sözü edilen durum politik liderlik için de söz konusudur.

Politik liderler de demokratik veya karşıtı otokratik davranışlar sergileyebilmektedir.

Ama demokratik düzende meşru bir seçimle gelmiş ve atanmış olsa da bir politik lider ne derecede demokratik veya otokratik davranış sahibidir?..

Aslına bakarsanız, günümüz dünyasında  en otokratik davranış sahibi politik liderler bile kendilerini ‘güçlü demokratik lider’ olarak tanımlamakta, gücün kaynağı olarak da oransal bir çoğunluğa dayalı seçimle kazanılan  meşru yönetim yetki belgelerini işaret etmektedirler.

Düzgün bir demokratik seçimle çoğunluktan yetki alarak meşru bir şekilde yönetime gelen politik liderlerin, zaman içinde azınlığın hiçbir beklentisini dikkate almadan, sadece çoğunluk çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri, hatta  bu konuda baskıcı popülist eylemlere yönelerek otokratik davranışlar sergiledikleri de sık sık görülmektedir.

Demokratik Politik Liderlikte Baskın Unsur Hangisi?.. Ortam mı?.. Davranış Biçimi mi?..

Burada karşımıza  başka bir soru çıkmaktadır…

Demokratik politik liderleri oluşturan/etkileyen (a) içinde bulunulan toplumsal  ortam mı (demokratik/antidemokratik/liberal/anti-liberal)?..yoksa, (b) Politik liderin sahip bulunduğu davranış eğilimi mi (demokratik/otokratik davranış)?..

…Veya hangi unsur daha baskın?..

Soruyu biraz daha açarak soralım.

Acaba toplumlarda meşru yöntemlerle seçilmiş politik liderlerin davranış eğilimi(demokratik/otokratik), seçilmiş olduğu toplumsal ortamdaki demokratikleşme düzeyinden mi (demokratik/antidemokratik/liberal/anti-liberal) etkileniyor/kaynaklanıyor?..;

…Yoksa, toplumsal ortam(demokratik/antidemokratik/liberal/anti-liberal), liderin sahip bulunduğu davranış eğiliminden (demokratik/otokratik) mi etkilenerek/kaynaklanarak  oluşuyor?..

İşletme ve yönetim alanında liderlik konusunda yapılan araştırmalarda, tek boyutlu liderlik davranışı çalışmalarının (Tannenbaum -Schmid, Tek Doğrultulu Otokratik ve Demokratik Liderlik Davranışı Modeli; ve Likert Sistem 1-4 Otokratik ve Demokratik Liderlik davranış Modeli) ardında yatan görüş, liderlerin  grup üyeleri ve takipçilerini yönetirken hangi bakış açısına sahip olarak nasıl davranış gösterdiği ile yakın ilişkilidir.

Bu yaklaşıma göre liderler, ast’ları, takipçileri ve grup üyeleri ile birlikte görevlerini gerçekleştirirken,  otoriter veya demokratik olarak belirlenen  iki uç nokta arasında farklı kombinasyonlarla oluşan benimsedikleri davranış eğilimlerine sahip bulunmaktadırlar. Liderlerin tarzına takipçiler uyum sağlarlar. Yani liderlerin sahip bulundukları davranış eğilimleri, faaliyette bulunduğu toplumsal ortamı da etkilemektedir.

Aynı durum liderlik araştırmalarında  yer alan önde gelen dönüştürücü liderlik çalışmalarında da geçerlidir. Dönüştürücü liderlik modelinde yer alan iki önemli unsur, karizmatik etki ve entelektüel birikimdir. Bu unsurlara sahip  liderler seçildiklerinde/atandıklarında astlarını benimsedikleri baskın eğilimleri  doğrultusunda dönüştürerek faaliyette bulundukları ortamları da etkilemekte,  otokratik veya demokratikleşmelerine neden olabilmektedirler.

Tersi durum liderlikte durumsallık ve koşulbağımlılık modellerinde görülmektedir. Örneğin Hersey-Blanchard; Durumsal Liderlik Modeli ve Fred Fiedler; Koşulbağımlı Etkili Liderlik Modelinde otokratik eğilimli  emredici/görev yönelimli, ve demokratik eğilimli katılımcı/ilişki yönelimli  liderlik davranışlarının, faaliyette bulunulan ortam özelliklerine (astların gelişim düzeyi; görev yapısı/mevki gücü) göre oluşturulması  ileri sürülmektedir. Yani her iki liderlik modelinde  faaliyette bulunulan ortam koşullarına göre, lider davranışlarını değiştirmeli ve uygulamalıdır. Başka bir deyişle içinde bulunulan toplumsal ortam ve koşullar liderin davranışlarını etkilemekte ve belirlemektedir.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Yukarıdaki soruyu tekrarlayalım…

Acaba politik liderlerin demokratik veya otokratik davranış eğilimi, seçilmiş olduğu toplumsal ortamdaki demokrasi  düzeyinden(demokratik-liberal/antidemokratik-antiliberal) mi etkileniyor?..;

…Yoksa, toplumsal ortam, liderin sahip bulunduğu demokratik/otokratik davranış tarzından mı etkilenerek  demokratik-liberal veya antidemokratik/anti-liberal bir ortam haline mi geliyor?..

Bu konuda derin tartışmalara girmeden önce başka bir soruyu cevaplamaya çalışarak yola çıkmakta yarar var…

Tavuk mu yumurtadan çıkar?.. Yumurta mı tavuktan çıkar?..

Kolay gelsin…

Bu içeriği paylaşmak istermisiniz?

Facebook
Twitter
LinkedIn

Bu içeriği yorum yazmak istermisiniz?