Yeni Makaleler

Ernest H.Shackleton: Güney Kutbunda Bir Liderlik Abidesi

Daha önce yayınlanan yazılarımızda çeşitli defalar belirtildiği gibi, liderliğin  oluşumu ve  sürdürülmesinde önemli etkenlerden birisi, liderin belirsizlikleri iyi yönetebilmesi, kriz ve zorlayıcı durumlarla baş edebilmesi,  endişe verici durumlarda sakin ve soğukkanlı davranışlara sahip bulunabilmesidir.

Bugün işletme ve yönetim alanının  olmazsa olmaz konularından biri olan  liderliği, iş yaşamı dışındaki bir rol modeline  odaklanarak incelemeye çalışacağız.

‘…Eğer siz  takipçilerinizin karar ve davranışlarınızı merakla beklediği bir liderseniz, ne olursa olsun, yola devam etmelisiniz… Karşılaşılacak zorlayıcı durumlar ise yolda üstesinden gelinmesi gereken şeylerdir…Dayanıklılık ve sabırla onlar da  halledilebilir…

Aşağıdaki paragraflarda  yer alan öykü, yukarıdaki sözlerin sahibi, ve karşılaştığı zorlayıcı durumlarla mücadelesini azim ile sürdürerek inanılmaz bir  başarı ile sonuçlandıran  bir liderlik abidesinin  gerçek yaşam öyküsüdür.

……..

İrlanda doğumlu Ernest H. Shackleton’ın(1874-1922) Antarktika seferleri bir kaşif olarak amaçlanan sonuçları itibarı ile başarısızlık örneğidir. Ama bir ekip lideri olarak karşılaştığı tüm zorlayıcı durumlara rağmen  yoluna büyük bir inanç ve sabırla  devam ederek başardıkları ise, yüzyılımızın liderlerine büyük bir ilham kaynağı olmuştur.

Shackleton, 1902’de Robert F. Scott (1868-1912) ile birlikte Antarktika seferlerindeki ilk denemesinde Güney Kutbuna ulaşamadı.

1908 de ikinci denemesinde ise kutup noktasına ulaşan ilk insan olmasına sadece 180 km kala geriye dönüş kararını verdi, yine ulaşamadı.

1911’de Norveçli Roald E. Amundsen’in (1872-1928) güney kutbuna ulaşan ilk insan olması ile Shackleton için Antarktika ile ilgili tek bir amaç kalmıştı; Kıtayı güney kutbundan geçerek bir sahilinden diğerine karadan geçen ilk insan olmak.

Trans-Antarktika seferine böyle karar verildi…

Trans-Antarktika Seferi; 1914-1916

Shackleton, yardımcı komutanı Frank Wild, gemi kaptanı Frank Wolsey ile birlikte toplam  28 kişiden oluşan ekip 1914 Ağustos’unda Endurance (Dayanıklılık ) adını verdikleri  gemileri  ile İngiltere’den Antarktika’ya doğru yola çıktı. Seferin misyonu, yukarıda belirtildiği gibi, Antarktika kıtasını güney kutbundan geçerek bir kıyısından diğer kıyısına kadar geçen ilk kişiler olmaktı.

Sefer öncesi son durak  South Georgia Adası’nda tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra,  Endurance 05.Aralık.1914 günü Antarktika’nın kuzeybatısındaki buzlarla kaplı Weddel Denizine açıldı.

İlk günler buzları kırarak ilerleseler de Ocak 1915 ortalarında açık denize bir kilometreden az kala gemi buz kapanına yakalanarak sıkışır ve hiçbir yöne ilerleyemez duruma düşer.  Artık gemi ve ekibin hareketi sadece üzerinde sıkıştığı buz tabakasının sürüklenmesi ile olabilmekteydi.

Kıtada kış mevsiminin başladığı Mayıs 1915 başında güneş son kez batarken, gemi de sıkıştığı buz tabakası ile birlikte eksi 50 dereceye  ulaşan kış karanlığında haftalardır sürüklenmeye devam ediyordu.

Ekipte bunalım ve sıkıntılar hissedilmeye başlanmıştı. Shackleton  buzun üzerinde  korunaklar inşa ettirdi, iskambil turnuvaları, müzikli ve eğlenceli  özel geceler düzenledi ve olabildiğince ekip üyelerini günlük çalışma ve sosyal faaliyetlerle meşgul ederek moralleri ve inancı en üst düzeyde tutmaya çalıştı.

1915 Ekim ayında soğukların nispeten azalmasıyla hareketlenen buz tabakalarının baskı yaparak kapana tutulmuş gemiyi parçalayacağını gören Shackleton, içinde yaşanılan Endurance’ın tahliyesi emrini verdi. Ekip Trans-Antarktika seferinin gerçekleşebilmesi için  para yardımı yapan üç bağışçısının adlarını verdikleri James Caird, Dudley Docker, ve  Stancomb Wills isimli  üç kurtarma filikası, erzak ve malzemeleri ile yüzen buz tabakasının üzerine yeni bir kamp kurdu.

Bir kaç saat sonra Endurance gözlerinin önünde parçalandı. Artık tüm ekip denizin ortasında sürüklenen bir buz tabakasının üstünde gemisiz kala kalmışlardı.

Misyon Değişikliği ve Sürüklenen Buz Kütlesi Üzerinde Yaşam…

Shackleton ekibini topladı. Büyük bir soğukkanlılık ve güçlü bir irade ile açıkladığı durum analizi sonunda  dudaklarından dökülen  sözcükler Trans-Antarktika seferinin  yeni misyonunu da  tanımlıyordu.

‘…Gemi ve gerekli ekipmanlarımız battı…Artık ev’e gitme zamanı…’

Bir süre sonra üzerinde durdukları buz tabakası da çatırdamaya başladı. Shackleton hemen ekibin tüm teçhizatları ile birlikte  ayrılan büyük buz kütlesi tarafına taşınması ve üzerinde yürüyüşe geçilmesi emrini verdi. Ekip her biri bir ton ağırlığındaki üç kurtarma filikasını da sürükleyerek yürüyüşe geçti, ama sadece bir kaç kilometre ilerleyebildi.

Shackleton yaptığı keşifte buz üzerinde yürüyüşle ilerlemenin mümkün olamayacağını gördü. Tüm ekibin enerjisini boşa tüketme yerine, üzerinde bulundukları buz tabakasının kendiliğinden açık denize ve erzak depolarının bulunduğu Paulet Adasına doğru sürükleneceğini düşünerek, sabırla beklemenin en doğru çözüm olacağına karar verdi. Yürüyüşü durdurdu ve buz üzerinde uzun süre yaşayabilecekleri ‘Sabır Kampı’ adını verdikleri yeni bir kamp kuruldu.

Artık disiplinli, özverili bir  dayanışma içinde sabırla bekleyeceklerdi.

Bu koşullar altında  aylar süren zorlu bir Antarktika kışı geçirdiler.

Antarktika’da ikinci kışları başlarken, Nisan 1916’da üzerinde durdukları sürüklenen buz tabakası da ikiye bölünme sinyalleri vermeye başladı. Ekip tüm çabası ile buz tabakası ikiye bölünmeden daha dayanıklı görünen  tarafa taşınmayı başardı, ama taşındıkları buz kütlesi bir tenis kortu büyüklüğünden fazla değildi.

Shackleton artık üzerinde yaşamayı seçtikleri buz tabakalarının kırılma ve bölünmesinin yaşamları için büyük bir tehdit olduğunu, ama aynı zamanda bu kırılmaların açık denize yakınlaştıkları anlamına geldiğini de düşünüyordu.

Fil Adasına Doğru…

Bir yıldır beklenen emrini nihayet verdi: ‘…Herkes filikalara’.  

Üzerlerinde bulunduklarıson buz tabakası da çatlayıp bölünürken, 28 kişilik ekip ayrılmamaları için birbirlerine bağladıkları üç kurtarma filikası içinde fırtınalı bir denizin ortasında sürüklenmeye başladı. Shackleton James Caird’e,  Endurance’ın kaptanı Wolsey Dudley Docker’a, Crean da Stancomb Wills filikasına kumanda ediyordu.

 Buz parçalarının ve devasa dalgaların arasında takriben 10 günlük korkunç bir sürüklenmeden sonra kaptan Worsley’in  üstün navigasyon yeteneği sayesinde Fil Adası olarak adlandırdıkları 100 mil uzaklıktaki ıssız bir adaya ulaşmayı başardılar.

Artık karadaydılar, ama ıssız ada insanların yaşadığı istasyonun yer aldığı South Georgia Adasına da 1200 km uzaklıktaydı.

Shackleton, bazıları hasta olan ekibinin tamamını filikalarla fırtınalı bir denize çıkarmanın riskli olduğunu düşünüyordu. Ama birilerinin öncü ekip olarak South Georgia adasındaki istasyona ulaşarak yardım getirmesinden başka çıkış yolu olmadığını da görüyordu.

Küçük Bir Ekiple South Georgia Adasına Doğru…

Shackleton  sağlıklı ve  dirençli beş adamı ile birlikte yardım getirmek üzere James Caird adlı filika ile 24 Nisan günü denize açılmaya karar verdi. Yardımcısı Frank Wild’ın komutanlığında 22 kişi ise Fil Adasında sabırla kurtarılmayı bekleyerek yaşamlarını sürdüreceklerdi.

James Caird filikası ile yol alan öncü ekip yeterince su içememekten dilleri şişmiş ve uykusuzluktan bitkin bir halde dev dalgalar arasında denizde 17 gün geçirdi ve 10.Mayıs.1916 günü, South Georgia Adası kıyılarına ulaştı.

Şimdi de önlerinde  insanlı istasyona kadar dağlık, kayalık ve buzullarla dolu  100 Kilometrelik bir yol vardı. Shackleton küçük ekibinden üç kişiyi sahilde bırakarak, dağcılık deneyimi olan Crean ve navigatör kaptan Worsley’le yola çıktı. Üç adam adanın güçlü ve sert coğrafyasını şiddetli rüzgarlarla boğuşarak 36 saatte yürüyerek geçti ve sonunda istasyona ulaştı.

Mutlu Son’a Doğru…

İnsanlı istasyona varılır varılmaz önce ada sahilinde bırakılan üç adam kurtarıldı.

Daha sonra Fil Adasında kalan ekip üyelerini kurtarma planları hazırlandı. Havanın elverişli olduğu Ağustos 2016 ayında Shackleton ve kurtarma grubu küçük  bir gemi ile Fil Adasına hareket etti.

Adaya yaklaştıklarında, endişeli bir şekilde sahili dürbünü ile gözleyen Shackleton penguen ve fok avlayarak, ters çevrilmiş cankurtaran filikalarında yaşamlarını sürdüren arkadaşlarının tümünün hayatta olduğunu büyük bir sevinçle gördü.

05.Aralık.2014 de başlayan ama zorlayıcı durumlar nedeni ile keşif misyonunu gerçekleştirmeyen Trans-Antarktika seferi, 30.Ağustos.2016 da artık tüm ekibin hayatta kalabildiği görkemli bir liderlik başarısına dönüşmüştü.

……

Yıllar sonra Shackleton keşif amaçlı yeni bir sefer için 04.Ocak.1922 günü South Georgia adasına bir kez daha geldi.

Ancak, nasıl bir kaderse, geldiğinin ertesi günü geçirdiği kalp krizi sonucu 48 yaşında yaşamını orada yitirdi.

1914 yılı Aralık ayında Trans-Antarktika seferine büyük bir heyecan ve mutlulukla başladığı ilk çıkış yeri olan, takriben 18 ay boyunca akıl almaz bir liderlik örneği ile 1916 yılı ortalarında ulaştığı son  varış noktası olan South Georgia Adası da O’nu unutmayacak,  terk edemeyecekti…

Ailesinin de onayı ile Ernest H. Shackleton, kendisini bağrına basan South Georgia Adasına gömüldü.

Gerçek Bir Öyküden Liderlik Çıkarımları

Liderlikte Kişisel Özellikler iİtibarı İle : Liderlik alanının önde gelen araştırmacıları arasında  yer alan Ralph M.Stogdill  (1904-1978) ilk ve  ikinci çalışmasında 10 liderlik özelliğini  tanımlanmıştır. Daha sonra çeşitli araştırmacılar tarafından bu özelliklerin sayısı yükseltilmiş ise de, Stogdill’in sınıflamasında ; Sorumluluk alma, kararlık ve enerji sahibi olma,  risk ve inisiyatif alabilme, kendine güven, karar ve eylemlerinin  sonucunu kabullenme, stres ve endişeli durumlarla baş edebilme, takipçi davranışlarını  etkileme ve  yapılandırabilme olarak tanımlanan bu 10 özellik  her zaman önde gelen liderlik özellikleri olarak vurgulanmış ve alan uzmanlarınca önkabule sahip olmuştur.

Bu bağlamda, yukarıdaki paragrafda sözü edilen  kişilik özellikleri ile Shackleton tam bir lider resmi verebilen nadir insanlar arasındadır.

Durumsal/Koşulsal Çevre Analizi ve Misyon Belirleme/Değiştirmede Yetkinlik: Shackleton’un Trans-Antarktika seferindeki temel misyonu güney kutbundan geçerek kıtayı bir ucundan diğer ucuna keşfeden ilk ekibin lideri olmaktı. Tüm hazırlıkları buna göre yaptı ve yürüttü.

Ancak hesaplar tutmayıp, gemisi buz kapanına yakalanıp hiçbir yöne ilerleyemez olduğunda, Shackleton  yerinde bir kararla misyonunu değiştirdi. Artık misyonu kara yolu ile kıtayı bir baştan diğerine geçmek değil, tüm ekibi ile birlikte hayatta kalabilmekti; ve onu tarihin en büyük liderlerinden birine dönüştürecek süreç bu misyon değişikliği ile başladı.

İnsan Kaynakları Yönetimi; Seçme ve Değerlendirme Yetkinliği : Sefer öncesi hazırlığında yapılan planlama ve hedeflerin belirlenmesinden sonra Shackleton’un ilk  görevi, seferi başarı ile gerçekleştirecek ekibi oluşturmaktı.

Sefere katılmak için başvuran 5000 kişi arasından 27 kişi ekip arkadaşı olarak seçildi. Seçilenlerin denizci, doktor, marangozluk gibi mesleki teknik bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiren özelliklere sahip bulunması yanında; ekip dayanışması ve ruhu için gerekli olumlu insani özelliklerine sahip bulunmaları da aranıldı.  Özellik, beceri ve mesleki yetkinlikleri itibarı ile görevlerini eksiksiz yaparak yaşam mücadelesini birlikte kazanan bir ekibi oluşturmak kuşkusuz Shackleton’un hanesine yazılacak artı bir puandır.

Örgütsel Davranış Konularında Yetkinlik: Scott liderliğindeki ilk seferinde ekip içinde yaşananlarla deneyim kazanan Shackleton, Trans-Antarktika seferi için ekip üyelerinde fiziki yeterlilik yanında, ‘sabırlı ve uyumlu olmak, itici olmamak, olumlu düşünebilmek, hizmetkar ve cesur olmak gibi…’ davranışsal özellikleri de aramıştı, ve ekibini bu tür özelliklere sahip, görevlerinde yetkin kişiler arasından seçmişti.

Nitekim, çok ender  bazı durumlar hariç ekip ruhu bozulmadı. Birlik, beraberlik, dayanışma, hizmetkar ve özverili bir şekilde liderin olumlu takipçileri olarak herkes görevini yapmaya çalıştı.

Görev ve İnsan odaklı Liderlik Tarzı: Shackleton, zorlu sefer sırasında astlarıyla yönetimsel ve sosyal ilişkilerinde geleneksel hiyerarşinin dışında davranmaya özen gösterdi. Arkadaşlık ve dostluk duygusunu pekiştirmek için katılımcı ve demokratik yönetimli toplantılar yaptı. Ender bir örnek olarak karşılaştığı ‘…Gemi battığına göre artık Shackleton  kaptan olarak kabul edilemez…‘ görüşüne dayalı marangoz McNish ve az sayıda birkaç kişinin kısa süreli küçük bir kalkışma girişimini soğukkanlı yaklaşımı  ve etkili bir kriz yönetimi ile sona erdirdi. Durumlara uygun anlayışlı yönetimi ve yönlendirmesi yanında, disiplinli ve otoriter tutumu ile yaşamsal konularda (yemek, barınma, korunma, v.s.) ve  gerekli gıda ve ekipman kullanımında karşılaşılabilecek sorunları olabildiğince engelledi.

Bir Liderlik Abidesi

Yukarıda belirttiğimiz gibi, keşif misyonunu gerçekleştirmeyen sefer, yerinde değerlendirmeler ve yürütme sonucu tüm ekibin hayatta kalabildiği görkemli bir liderlik başarısına dönüştü.

Ama Shackleton’ın bu liderlik başarısı, keşif misyonunu gerçekleştiremediğinden dolayı yıllarca güney kutbu kaşifi Amundsen, ve dönüş yolunda ekibi ile birlikte yaşamını yitiren talihsiz kaşif Scott’un gölgesinde kaldı.

Shackleton, “… Gerçek başarısızlık bilinmeyene erişememek değil, araştırma ve keşfetmeye hiç kalkışmamaktır… Ben de [yeri geldiğinde] kendim ve dostlarım için ölüm yerine yaşamı seçtim… ” sözleri ile keşif amaçlı misyonunu kurtarma misyonuna dönüştürmüş, ekibini eksiksiz geri getirerek örneği olmayan bir liderlik başarısına imza atmıştı. Son yıllarda da  kişiliği ve liderlik potansiyeli yeniden değerlendirilerek keşfedildikçe yüzyılımızın ‘liderlik’ literatürünün en önde gelen ‘Abide’ örneklerinden biri oldu.

Son sözü İngiliz jeolog ve Antarktika kaşifi Sir Raymond E. Priestley’e(1886-1974)  bırakalım ve bitirelim;

“…Bilimsel bir yönetim ve liderlik tarzına gereksinim varsa Scott’un liderliğini seçin…

  …Belirlilik düzeyi ve öngörü olasılığı yüksek bir sefere çıkılacaksa ekip lideri  olarak Amundsen’i düşünün…

  …Ama eğer hiçbir çıkışı gözükmeyen umutsuz bir durumdaysanız, dizlerinizin üzerine çökün ve Shackleton lider olsun diye dua edin…”


Son Not: Shackleton’un 1914-16 yıllarındaki Trans-Antarktika seferinde çekilmiş fotoğraf ve filmlerden oluşturulmuş kısa bir video aşağıda eklidir.


(Shackleton ve Trans-Antarktika Seferi Konusunda  Temel  Kaynaklar: Beyaz Karanlık-Cemal Tunçdemir ‘Ufku Görünmeyen Bembeyaz Bir Karanlıkta Yürüyenler’; T24;03.Kasım.2019;  Talat Kırış ‘Vageçmemenin Hikayesi’; T24; 05.Ocak.2021; Shackleton.com Web sitesi.

Bu içeriği paylaşmak istermisiniz?

Facebook
Twitter
LinkedIn

Bu içeriği yorum yazmak istermisiniz?