İş yaşamında uygulayıcı ve akademik kökenli meslektaşlarımız arasında çok tartışılan bir soru şudur…
Bir işletmenin uzun dönemli yaşamsal önemi haiz kararları ile ilgili; (a) Acaba halihazırda sahip olunan organizasyon yapısının gerektirdiği, başka bir deyişle, mevcut organizasyon yapısına uyumlu yollar/stratejiler mi seçilerek uygulanmalı?.. (b) Yoksa halihazır yapı göz ardı edilerek yaşamsal önemi haiz yollar/stratejiler öncelikle belirlenerek, onları gerçekleştirecek uygun organizasyon yapılar yeniden mi tasarlanmalı?..
Öncelik hangisindedir?..
Seçilen stratejiye göre mi yapı belirlenmeli?.. Yoksa halihazır yapıya göre mi seçilecek strateji belirlenmeli?..
Bugün WEB sitemizde açıklamalar yapacağımız konu işletme strateji ve yapıları arasında karşılıklı ilişki ve etkileşim itibarı ile yukarıdaki soruya cevap arayan çalışmalar üzerine olacak.
Ama yazının sonuna gelmeden sonucu söyleyelim…
Bu konuda alan uzmanlarınca önkabule sahip, üzerinde fikir birliği bulunan bir görüş bulunmamaktadır…
…Ama yine de farklı görüşler içeren strateji-yapı ilişkisi odaklı tartışmaları ve çalışmaları bir kuş bakışı şeklinde kısaca açıklamanın yararlı olabileceği düşüncesindeyim…
Meraklı meslektaşlarıma iyi okumalar dilerim…
………………………………………………………..
İş yaşamında faaliyette bulunan işletmeler belirli bir amaca yönelik sistemli bir biçimde çalışabilecek, bilinçli olarak oluşturulmuş insan gruplarından oluşan topluluklardır.
Varılması arzulanan amaçlar çeşitli olabilir. Kar amaçlı, sosyal amaçlı, veya farklı nitelikte herhangi bir beklentiye sahip işletmeler, bu amaçlarını seçecekleri uygun yollar/stratejilerle sağlayarak misyonlarını gerçekleştirebilirler.
Stratejiler
Stratejiler aynen planlar gibi, belirli bilgilerin, çevresel verilerin analiz edilmesi ile bir işletmeyi arzuladığı stratejik sonuçlara/amaçlara ulaştıran dinamik yol’lardır. Plandan ayırt edici farklılığı stratejinin daha dinamik olarak işletmenin ulaşmak istediği sonuçları etkileyebilecek rakip veya rakiplerin olası faaliyetlerinin de göz önüne alınmasını gerektirdiğidir.
Stratejik yönetim çalışmalarında odaklanılan iki önemli strateji türü; (a) İşletmenin gelecekte yaşamını sürdürmesini ve değer artışı sağlayacak hangi iş’lere odaklanması ve yoğunlaşması (temel kurumsal stratejiler), ve (b) Halihazır pazarlarda nasıl davranarak rekabet etmesi (rekabet stratejileri) amaçlarına yöneliktir.
İşletmenin yaşamını sürdürmesini sağlayacak temel kurumsal stratejiler; Büyüme stratejileri, Küçülme stratejileri, Durağan (mevcut durumu koruma stratejileri) stratejiler, ve Karma stratejiler, olarak dört grupta sınıflandırılmaktadır.
İşletmeye içinde bulunduğu pazarda rakiplerine karşı rekabet üstünlüğü sağlamaya yönelik ‘Rekabet Stratejileri’ ise; Maliyet Liderliği Stratejisi, Farklılaştırma Stratejisi, ve bu iki stratejinin(maliyet liderliği ve farklılaştırma), tüketici ve müşteriler itibarı ile gruplanan dar bir pazar platformunda, belirli müşteri grubu hedeflenerek uygulanan, Odaklanmış stratejilerdir.
İşletme Yapıları
İşletme yapıları ise, iş ile iş, iş ile insan, ve insan ile insan arasında önceden planlanmış ilişkilerin yer aldığı bir iskelet, bir çerçevedir. Bu anlamı ile söz konusu yapının varlık nedeni, bireylerin tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri iş ve görevlerin yapılabilmesi için, bir araya gelip, faaliyetlerini koordineli ve uyumlu hale getirebilecekleri bir mekanizmanın oluşturulmasıdır.
Bu bağlamda işletme yapıları hem sosyal, hem de fiziksel unsurları içeren amaca yönelik bir kurgu olup, oluşturulan iş ve görevlerin yönetimi, kontrolu ve koordinasyonu için gerekli işbölümü, yetki ve iletişim ilişkileri temelinde; ‘basık veya sivri’, ‘merkezi ve merkezkaç’, ‘komuta veya kurmay’, ‘biçimselleşmiş ve biçimselleşmemiş’, ‘kurumsallaşmış ve kurumsallaşmamış’, ‘mekanik ve organik’ olarak oluşturulmakta; ayrıca farklı işletmelerin bir araya gelerek güç birliği sağlama amacına yönelik ‘işletmelerarası yapılar’ şeklinde gerçekleştirilebilmektedir.
Alanda farklı görüşleri ile çeşitli işletme yapı tipolojilerine de rastlanmaktadır. Örneğin H.Mintzberg İşletme yapı Tipolojisi ve C.Handy kurum kültürü temelli yapı tipolojisi ile yonca yapı türü de değişik bakış açıları itibarı ile oluşturulan işletme yapı konfigürasyonları arasında yer almaktadır.
Şimdi yukarıdaki paragraflarda sorduğumuz soruları tekrar soralım.
İşletmelerde seçilen stratejiye göre mi yapı belirlenmeli?.. Yoksa halihazır yapıya göre mi seçilecek strateji belirlenmeli?..
Öncelik hangisine verilmelidir?..
.…………………………………………….
Strateji, Yapıyı Belirler
İşletme yapılarının oluşmasında, belirlenen amaçların gerçekleştirilmesine yönelik stratejilerin etkili olduğu hususu ilk olarak Harvard ve Johns Hopkins üniversiteleri işletme tarihi profesörü A.D.Chandler Jr. (1918-2007) tarafından 1962 yılında yayınladığı ‘Strategy and Structure’ adlı eserinde ileri sürülmüştür.
Düşünüre göre, şirketler yaşamı sürdürme ve rekabet üstünlüğü kazanım amacı ile öncelikle belirledikleri stratejilerine uyum sağlayan yapıları oluşturmak gerekliliği duymaktadırlar.
Chandler 1850 ve 1920 yılları arasında aralarında DuPont, General Motors, New Jersey Standart Oil, Sears, Roebuck gibi bilinen şirketlerin bulunduğu 100 büyük işletmede çokbölümlü(M-Form) yapıların seçilen stratejilere göre oluşturulduğunu; değiştirilen bu işletme yapılarının da kurumsal performansı daha da geliştirdiğini gözlemlemiş ve ileri sürmüştür.
Bu görüş sözkonusu dönemde Taylor, Weber ve benzeri klasik yönetim düşünürleri tarafından dillendirilmemiş bir olgu idi. Gerçekten de sözkonusu dönem klasik araştırmacı ve uygulayıcı yöneticilerinin çalışmaları genellikle yapı odaklı olup, stratejiler konusunda göze çarpan araştırmalara rastlanmamaktaydı.
Benzer bulgulara sahip O.E.Williamson 1975’de yayınladığı çalışmasında çeşitlendirilmiş stratejiler uygulayan işletmelerin, seçtikleri stratejilere uyumlu çok bölümlü yapılar oluşturduğunu, işlem maliyeti analizine dayanarak ileri sürmüştür.
Aynı tarihlerde R.P.Rumelt çeşitlendirilmiş strateji uygulayan işletmelerde belirlenmiş stratejilerin kurumsal yapı tasarım ve oluşumu üzerindeki etkisini gösteren bir çalışma yayınlamıştır.
Hambrick ve Mason, 1984 çalışmalarında gelişen çevresel koşulların ışığı altında stratejilerin belirlendiğini; seçilen stratejilerin de organizasyon yapısını etkilediği sonucuna varmışlardır.
Barker ve Mone, 1998 yılı çalışmalarında, küçülme amacına yönelik stratejiler seçen işletmelerin büyük bir kısmında, organizasyon yapılarında emir-komuta ve karar vermenin merkezileştiği, yüksek derecede biçimselleşme gösteren mekanik bir yapıya doğru kayma eğilimi gösterdiğini, başka bir deyişle, seçilen stratejilerin işletme yapılarını oluşturduğunu ileri sürmüşlerdir.
Peter Drucker, ‘…İşletmede alışılmış davranışlar kahvaltı niyetine stratejiyi, öğle yemeği niyetine de yapısını yer…’ diyerekten . strateji-yapı ilişki ve etkileşiminde öncelik sırasını açıklamıştır. Nitekim düşünürün ortaya çıkardığı ‘Amaçlara Yönelik Yönetim-Management by Objectives’ kavramı da seçilecek sonlarla(amaçlar) yollara(stratejiler) verilecek önceliği işaret etmektedir.
Literatürde yapı stratejiyi izler görüşünde olan diğer önde gelen çalışmalar arasında Homburg, Krohmer, Workman(2004) ve Hrebiniak (2006) araştırmaları da yer almaktadır.
Tüm bu çalışmaların ve benzer araştırmaların sonucu ‘stratejlerin, işletme yapıları üzerinde etkisi olduğunu ve yapının stratejiye göre oluştuğu’ görüşlerinde birleşmektedir.
Yapı, Stratejiyi Belirler
1980’lerden itibaren bu görüş, yani ‘işletme yapısı, stratejinin bir sonucudur ve o’na göre oluşur’ görüşüne eleştiriler başlamıştır.
R. Hall’e (2004) göre stratejik planlama süreci esas olarak mevcut bir yapıya dayalı olarak geliştirilen bir süreçtir. Başka bir deyişle, stratejiyi belirleyen halihazır işletme yapısıdır.
Certo ve Peter (2005) çalışmaları da aynı görüşte olup stratejilerin belirlenmesinde organizasyon yapılarının daha etkili olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Stratejilerin, organizasyonların kurumsal kültürü sonucu, başka bir deyişle, örgütsel sosyal yapı tarafından, belirlendiği konusunda yapılan çalışmalardan biri 1970’li yıllarda Rhenman ve Norman tarafından İsveç’te yapılmıştır.
Hedberg ve Jonssen tarafından da örgüt kültürü, yani kurumsal sosyal yapı ve strateji ilişkisinin ele alındığı çalışmalarda da yapı faktörünün stratejilerin belirlenmesindeki yüksek etkisi işaret edilmektedir.
Fredrickson, 1986 yılı çalışmasında yapısal unsurlar olan merkezileşme, biçimselleşme ve karmaşıklık derecesinin strateji üzerindeki etkileri belirtilmektedir. Başka bir deyişle, organizasyon yapısının stratejiyi etkilediği ileri sürülmektedir.
1982 yılında ortak yazar B.Waterman ile birlikte yayınladığı ‘Mükemmellik Arayışı-In Search of Excellence’ adlı eserin yazarı Tom Peters, 1992 tarihli ‘Özgürlük Yönetimi-Liberation Management’ adlı eserinde işletme performasında yapıların önemli olduğunu, yapıların değişim/düzeltimi olmadan hiçbir mükemmeliyete ulaşılamayacağını belirtmektedir. Hatta bu konuda daha da ileri giderek A.D.Chandler’ın ‘stratejiler yapıyı belirler’ görüşünün tamamen yanlış olduğunu iddia etmektedir.
Aynı şekilde Schneider, 1989 yayınında işletme stratejilerinin belirlenme ve seçimi sürecinin yapıdan etkilendiği ileri sürülmektedir.
Çeşitli Yönetim Perspektifleri İtibarı ile Strateji-Yapı İlişkileri
Stratejik yönetim çalışmalarında ‘Kaynak tabanlı-Resource based’ görüş bir kuruluşun iç yapısının, fiziksel ve sosyal kaynaklarının ve dinamik yetkinliklerinin stratejik seçimlerini etkilediğini öne sürer.
Bu görüşe göre, kuruluşun güçlü ve zayıf yönleri stratejik yönünü ve seçilecek yolları etkiler ve belirler. Bu nedenle de işletmelerin öncelikle uygun yapı içinde kaynaklarını ve yeteneklerini ortaya çıkarmasını ve bunları geliştirerek rakiplerine üstünlük sağlaması gerektiğini ileri sürer. Bu aşamadan sonra, yüksek getiri elde edilebilecek cazip bir sektör aranıp, sektöre girilip işletmenin öz yeteneklerine uygun stratejiler seçilerek işletme amaçlarına ulaşılabilecektir.
Stratejik düşünce okulları arasında yer alan Güç Okulu, işletmelerde arzulanan faaliyetlerin gerçekleşebilmesi için belirleyici faktörün sahip olunan ‘güç’ olduğunu ileri sürerek, strateji belirlemeyi analitik, rasyonel veya bilişsel süreçlerden ziyade işletmenin sosyal yapısı ile ortaya çıkan gücü ile ilişkilendirerek, kurumsal sosyal yapının seçilen stratejiler üzerindeki yüksek etkisini açıklamaktadır.
Aynı şekilde, farklı bir stratejik düşünce okulu olan Kültür Okulu işletmede stratejilerin belirlenmesi ve uygulanmasının kurum içindeki ortaklaşa değerler, inançlar ve davranış biçimlerine, başka bir deyişle kurumsal kültür yapısına bağlı olduğunu ileri sürer. Çünkü, okul taraftarlarına göre, strateji belirleme ve uygulama süreci, rasyonel bir süreç den ziyade ideolojik bir süreçtir ve ideolojinin temeli olan baskın kurumsal kültür, kurumsal yapıyı, davranış tarzlarını şekillendirmekte; oluşan sosyal yapı da stratejileri ve stratejik açılımları etkilemektedir.
Yukarıda açıklanan çalışma ve benzer araştırmaların esası ‘işletme yapılarının stratejiler üzerinde etkisi olduğunu ve stratejilerin halihazır işletme yapısı tarafından etkilenerek oluştuğu’ görüşlerinde birleşmektedir.
Bütünleştirme Çalışmaları
Bütünleştirici ve birleştirici bir çalışma olarak tanımlanan Visser, 1998 yılı yayınında, stratejik yönetim sürecine bağlı olarak yapının stratejiyi, stratejinin de yapıyı etkilediği belirtilmektedir.
C.W.L.Hill, j.F.Pickering, R.Hoskisson, D.A.Palmer ve diğer bazı araştırmacılar esas olarak strateji ile yapı arasında karşılıklı etkileşim bulunduğunu, stratejinin yapıyı etkileyebildiği gibi yapının da uygulanan stratejiler üzerinde etkisi bulunduğunu, ileri sürmüşlerdir.
Yapı ve strateji faaliyette bulunulan ortamda birbirlerinden karşılıklı olarak etkilenir sonucuna varan çalışmalar arasında; Brenes, Mena ve Molina (2008), Galan, Sanchez ve Bueno (2009), Amitabh ve Gupta (2010), Kich ve Pereira (2011) gibi düşünürler de yer almaktadır.
Postmodernizm ve Oluşan Stratejiler İtibarı ile Yapı-Strateji Yaklaşımları
İşletme yapısı ve stratejiler arasındaki ilişkileri postmodernizm bakış açısı ile irdeleyen çalışmalar eleştirel teori aynı söylemlere sahiptir. Ancak söylemlerin çoğunluğu strateji-yapı ilişkilerinden ziyade, stratejik yönetim alanındaki modernist temelli çalışmalara genel eleştiri niteliğindedir.
Öncelikle stratejik yönetim çalışmalarında kar odaklı kurumsal ve rekabet stratejilerinin ve onları destekleyen işlevsel stratejilerin akılcı ve linear eğilimli bakış açıları eleştiri konusu yapılmaktadır.
Ayrıca stratejik amaçların paysahiplerinin çıkarları yanında paydaş grup beklentilerine de duyarlı olması gerektiği, bunun için de kurumsal yönetişim mekanizmaları ile stratejik amaçların paydaş gruplar lehine yumuşatılması ve yönlendirilmesi çalışmaları eleştirel teori taraftarlarınca modernist yaklaşımların uzantısı olarak görülmektedir.
Strateji analizlerini ideoloji bakış açısı ile irdeleyen P.Shrivastawa, yapılan çalışmaların genellikle uygulayıcı yöneticilerin çıkarlarına hizmet ettiğini, bu nedenle farklı sesleri ve söylemleri açığa çıkaracak yapısal çalışmalara gereksinim bulunduğunu ileri sürmektedir.
D.Knights ve G.Morgan çalışmaları stratejik söylemlerin ve önerilerin evrenselliğinin farklı ve çeşitli koşullara sahip pazarlarda mümkün olamayacağını işaret etmektedir.
Biçimsel ve rasyonel analizlerin sonucu olarak önerilen(amaçlanan) stratejilerin gerçekte hiçbir zaman ortaya çıkmadığı, organizasyonlarda gerçekleşen stratejilerin kendiliğinden oluşan stratejiler olduğunu ileri süren alternatif düşünürler arasında yukarıda adı geçen H.Mintzberg de bulunmaktadır. Bu bağlamda Mintzberg’in görüşleri postmodernizm ve eleştirel teoriye yakın söylemlere sahip olup, işletme yapıları-strateji ilişki ve etkileşimlerinin sanıldığı kadar etkili olmadığı görüşündedir.
Ancak postmodernist bakış açısı ile strateji ve yapı ilişkilerini yeterince irdeleyen ve açıklayan çalışmaların henüz çok olgunlaşmadığını belirtmek isteriz.
……………………………………
Yazı konusunda araştırma ve çalışmalar sadece yukarıda örnek olarak belirttiğimiz bahsi geçenlerden ibaret değildir. Gerçekten de sözü edilen konu çok ilgi çekmekte ve farklı görüş içeren çalışmalar hızını kaybetmeden sürdürülmekte tartışmalar devam etmektedir.
Ama yazımızın ilk paragraflarında belirttiğimiz gibi yapı ve strateji arasındaki ilişki/etkileşim konusunda tüm uzmanların önkabulüne sahip, üzerinde fikir birliği bulunan bir görüş de bulunmamaktadır.
Konuya ilgi duyan değerli araştırmacı meslektaşlarıma kolaylıklar diliyorum…