Yeni Makaleler

‘Karar’ Ayrıntıda Gizlidir

Karar verme  işletme yönetici ve liderlerinin  olmazsa olmaz bir işlevidir. Karar veremeyen veya bu konuda zorluk çeken bir yönetici/ lider görevini yapamaz.  Doğal olarak da

İşletmelerde Koordinasyon  ilişkileri: Koordinatörler

İşletmelerde bütünleşme(integration) sürecindeki en etkili kontrol ve koordinasyon mekanizmalarından birisi   emir-komuta düzeni  ve koordinasyon ilişkileridir.  Dikey hiyerarşi olarak da adlandırılan emir komuta düzeni, işletmelerde yukarıdan

İşletme ve Yönetim Alanında Modern, Modernizm, Modernist Yaklaşım Kavramları

Çağdaş işletme literatüründe, yönetim süreci ile ilgili teori ve uygulamaları farklı bakış açılarından değerlendiren görüş ve yaklaşımlar bulunmaktadır. Her yaklaşım kendi tanım ve ölçümlemelerini kullanarak incelemelerini yapar ve bunlar üzerine temellendirilmiş görüşlerini öne sürer. Örneğin; işletmenin varoluş nedenini, amaçlarını ve bunları gerçekleştirmeye çalışırken hangi performans ölçütlerinin ele alınacağını ve ölçümlemelerin nasıl yapılacağını, her yaklaşım farklı bir biçimde değerlendirir. Yönetici, personel ve işletmenin performansı nasıl değerlendirilecektir?.. İşletmenin başarılı olup olmadığı nasıl anlaşılacaktır?.. Finansal kârlılık, yüksek pazar payına sahip olmak, üretimde verimlilik, mal ve hizmet kalitesi, sosyal sorumluluk ve etik değerler ile çevrenin korunması, vb… Hangi kriter işletmenin performans başarısını ölçmede kullanılacaktır?.. İşte bu sorular her yaklaşım tarafından farklı olarak cevaplandırılmaktadır.

Bu yazının konusu Modernist yaklaşım, olayları objektif ve fiziki bir gerçeklik olarak ele alır. Görüş sahiplerine göre diğer yaklaşımlar aynı gerçeği farklı açılardan görür; ancak, bu durum objektif ve fiziki gerçeğin temelini değiştirmez. Olaylar tüm ilişkileri ile birlikte, objektif ve bağımsız gözlemlerle desteklenen akılcı (rasyonalist) yöntemlerle incelenerek sonuçlandırılır.

Çağdaş bir yaklaşım tarzı olan Sembolist-Yorumcul yaklaşım, temelini Amerikalı sosyal psikolojist Karl Weick’in ‘Yasalaştırma Teorisi – Enactment Theory’ ile ilgili çalışmalarından alır. Bu teori örgütsel gerçeklerin yargısal (sübjektif) kökenli olduğunu ileri sürer. Görüş sahiplerine göre objektif ve fiziki bir gerçek yoktur. Çünkü gerçek onu anlamaya çalışan insanın deneyim, fikir, varsayım ve ifade tarzına bağlıdır. İnsan kendi yarattığı, anlamlar yüklediği ve tanımladığı kavramlarla gerçekleri anlamaya çalışır. Diğer bir deyimle gerçek birey tarafından kendi yargılarıyla tanımlandığından herkesin farklı gerçekleri bulunur ve bu gerçekler birbirlerini tamamlayabilir, çatışabilir veya bazen birbirlerinin tamamen tersi de olabilir.

Çağdaş yaklaşımlardan bir başkası Postmodern  yaklaşım  temelini farklı bir alanda, mimarlık alanında, bulmuştur. İşlevsel (modernist) mimariye eleştirel bir bakış açısından karşı çıkan postmodernistler, işletme uygulamaları alanında da modernist ve sembolik yorumcu görüşlere karşı çıkarlar ve onların ileri sürdüğü, kabul edilmiş her fikir ve görüşü reddederler. Bu görüş sahipleri kabul görmüş her fikir ve görüşle ilgili iddia ve varsayım, prensiplerin unutulmasını; olayların yapısının ve örgüsünün, akılcı yol ile değil, estetik ve yüreğin/duyguların yönlendirdiği paradigmalar ile yeniden ele alınmasını ileri sürerler. Bu bağlamda postmodernist yaklaşım devrimci, çözücü ve yeniden yapılandırıcı, radikal bir yaklaşımdır.

Bu yazımızda işletme ve yönetim çalışmalarında   modern, modernizm ve modernist yaklaşım kavramlarını ele alarak inceleyeceğiz. Postmodernist yaklaşımları da gelecekte ayrı bir yazımızda ele alarak inceleyeceğimizi de şimdiden belirtmek isterim.

İşletme ve Yönetim Alanında Modern, Modernizm ve Modernist Yaklaşım

Dil’de ve toplumsal yaşamda ‘modern’ kavramı çeşitli anlamlar içermektedir;

  • -Yaygın kullanıldığı şekli ile modern kavramı, gelenekselden farklı olan, güncel yaşanılan dönemi ifade etmektedir.
  • Modern kavramı, ayrıca, belirli bir toplumsal yaşam biçimini, bilhassa çağdaş batı toplumlarının göstermiş olduğu yaşam biçimi özellikleri bütününe ilişkin bir düzeni açıklamaktadır. Bu düzen ‘geleneksel’ yaşam biçimlerine karşıt olan bir biçimi işaret etmektedir.
  • Yukarıdaki açıklamalar modern kavramının bir ‘dönem-epoch’ u işaret ettiğini göstermektedir. Nitekim, sözcük ilk olarak M.S. 5. Yüzyıl sonuna doğru, putperest geçmişinden koparak hristiyanlığı kabul eden Roma İmparatorluğunda, putperestlikten kopuşu vurgulamak ve yeni bir dönemi(hristiyanlık) simgelemek maksadı ile kullanılmıştır.

Sosyal bilimler alanında da modern kavramı çeşitli anlamları ifade etmek için kullanılmıştır;

Alanda sözcüğün ilk kullanımı, 18. Yüzyılda ‘Aydınlanma’ felsefesi ile başlamıştır. Bu bağlamda ‘modern’ kavramı, aydınlanma ilkelerini değil, bu ilkelerden temel alarak oluşturulmak istenen ideal bir toplumu tanımlamak için kullanılmıştır. Sanayi toplumu öncesi geleneksel orta çağ toplumunun inanç, teoloji ve gelenekler temelinde benimsediği gerçeklerin reddi ve bilgi, bilim ve akıl ile yönlendirilen ‘Aydınlanma’ ilkelerini temel alarak ideal(modern) toplumu ve zihinsel dönüşümü  yaratacak olan proje de ‘Modernizm’ olarak adlandırılmaktadır.

Dönem-epoch’u işaret eden ‘modern’; ve bilim ve akıl ile yönlendirilen aydınlanma ilkelerini temel alan projeyi işaret eden  ‘modernizm’ kavramları bir değişimi değil, toplumsal bir kopuşu, başka bir deyişle radikal bir dönüşümü içeren kavramlardır.

Sosyal bilimler alanında modernizm düşüncesinin temel özellikleri kısaca aşağıdaki şekilde sıralanabilir;

Geleneğin, inancın yerine ‘akıl’ hakimdir.

Bu bağlamda teoloji yerine ‘bilim’ geçerlidir.

Var olanı, gerçeği açıklamaya yönelik bilimsel yöntem olarak ‘positivism’ kabul edilmiştir.Evrendeki her olgunun, başka bir olguya nedensel ilişkiler sebebi ile bağımlılığı olduğu, bu nedenle de önceden kestirilebilir(deterministik) özellikli bulunduğu kabul edilmektedir.

Epistemolojik bakış açısı ile modernizmin bilimsel yöntemi ‘positivizm’ dir. Positivism, bilgi üretimini, bireyden bağımsız olarak, hipotez ve önermeler geliştirerek, objektif gözlemlerle veri toplayarak, ve bunları test ederek, gerçekleştirmeyi kabul etmektedir. Bilgi olarak sadece doğa bilimlerinin kullandığı objektif ve güvenilir ölçümlemelerle ortaya çıkarılan olgular kabul edilmekte ve metafizik reddedilmektedir. İncelenen olay görülebilen veya görülemeyen bir şekilde var’dır, ve ileri sürülen teoriler söz konusu olayla ilgili olarak, akılcı bir yolla (rasyonalist) test edilerek doğruluğu ispatlanabilir; karşılaştırmalı analizler yapılarak olaylarla ilgili açıklayıcı (descriptive) genel ilkeler geliştirilebilir. Ayrıca, bu yönteme göre herhangibir olgusal ilişki yeterli sayıda örneklemde gözlenebiliyorsa, evrensel düzeyde genel kurala dönüştürülebilir(tümevarım) ve öngörüler yapılabilir.

Genel doğa bilimlerinin kullandığı yöntem olan ‘positivism’ sosyal bilimler için de kullanılmaktadır. Sosyal bilimciler, toplumsal düzenin ancak doğa düzenine benzemekle gerçekleşeceğini, bu nedenle, doğa bilimlerinin ‘positivist’ yöntemlerinin sosyal alanlarda da uygulanarak evrensel toplumsal yasalara ulaşılabileceğini ileri sürmektedirler.

Sosyal bilimler grubunda yer alan işletme yönetimi ve organizasyon çalışmaları açısından da durum farklı değildir.

İşletme ve yönetim alanında klasik, neo-klasik, modern(sistem ve durumsallık) ve modern sonrası yaklaşımlar, modernizm’in temel unsurları olan akılcılık, bilimcilik, bilimsel yöntem, determinizm, evrenselliği kabul eder.

Bu yaklaşımların tümünün akılcı ve faydacı temeli, etkililik ve verimliliktir.

Yaklaşımların tümü bilimsel ilke ve yöntem olarak ‘positivizmi’ kabul eder.

Bu nedenle farklı çözümler içermelerine rağmen klasik, neo-klasik, modern(sistem ve durumsallık) yaklaşımları öz ve epistemolojik ilkeler itibarı ile ‘modernizm’ unsurlarını temel alan ‘modernist’ yaklaşımlardır. Ayrıca 20. yüzyılın son yarısında  modern sonrası olarak kabul edilen kaynak bağımlılık, örgütsel ekoloji, iktisadi kuramlar(işlem maliyetleri, vekalet teorisi) alanındaki çalışmalar da modernist temellidir.

Burada bir noktaya dikkat çekmekte yarar var.

Yönetim yazınında ‘modern yaklaşımlar’ sıfatlandırması, 1960-80 arasında yaygın olarak üzerinde çalışılan sistem ve durumsallık yaklaşımları için kullanılmıştır. Hatta durumsallık yaklaşımının neo-modern olarak da adlandırıldığına da rastlanılmaktadır.

Ontolojik bakış açısı ile anılan dönemde(1960-80 yılları) güncel olanı niteleyen ‘modern’ sıfatlandırması gayet doğaldır. Tabii ki, önceki klasik ve neo-klasik yaklaşımlar da bu bağlamda modern öncesi yaklaşımlar olarak  düşünülebilir.  Daha sonraki çalışma konuları işlem maliyeti, kaynak bağımlılığı, vekalet teorisi gibi çalışmalar da modern-sonrası çalışmalar olarak literatüre girmiştir.

 Ancak bu durum ilerleyen yıllarda modern kavramının yaşanılan dönem güncelini işaret eden anlamdan kopmasına ve anlam karışıklığına neden olmuştur. Kırk-altmış yıl önceki işletme ve yönetim alanı çalışma ürünleri olan sistem ve durumsallık yaklaşımlarının  sözkonusu dönemde günceli  işaret eden   ‘modern’ sıfatı ile nitelendirilmesi; önceki ve sonraki dönem çalışmalarının da modern öncesi veya sonrası olarak  adlandırılarak akademik kaynaklarda yer almasının, 2020’lere geldiğimiz bu  günlerde ve gelecek yıllarda anlam karışıklığının daha da derinleşmesine yol açabileceği kaygısı taşınmaktadır.  

Bu nedenle modernism ilkelerini ve  positivism yöntemlerini benimseyen klasik, neoklasik, sistem, durumsallık, işlem maliyeti, kaynak bağımlılığı, vekalet teorisi ve benzeri yönetim yaklaşımlarının dönem-epoch çağrıştıran ontolojik sıfatlandırmalarla(modern, modern sonrası, v.s.)  değil; modernizm ilke ve yöntemleri işaret eden ‘modernist çalışmalar’ olarak epistemolojik sıfatlandırmalarla adlandırılmasının daha uygun olabileceği akla geliyor.

Nitekim organizasyon çalışmaları konusunda bazı kitaplarda klasik, neoklasik, sistem, durumsallık yaklaşımları ile, kaynak bağımlılığı, örgütsel ekoloji, işlem maliyeti, vekalet teorisi gibi yaklaşımlar kullandıkları epistemolojik  ilke ve bilimsel yöntemler nedeni ile ‘modernist’ çalışmalar veya yaklaşımlar olarak adlandırılmaktadır.

Açık ve seçik tanımlama, sınıflama ve anlamsal birlik sağlayan  mesleki jargon bilim alanında gelişmeyi hızlandırır. Zamanı geldiğinde değerli meslektaşlarımızın  akademik toplantılarında  bu kavramları tartışarak  en doğru çözümü  bulacakları şüphesizdir.

——-

Yararlanılan Kaynaklar:  Doğan,Binali; Yönetim ve Örgüt Kuramlarının Tasnifinde Modern ve Postmodern Ayırım; M.Ü.İİBF Dergisi;Cilt23-2;2007; Taşçı,Deniz.; Örgüt Kuramı; AÜ Yayınları;2013; Hatch, Mary Jo.; Organization Theory; Oxford;1997.

Bu içeriği paylaşmak istermisiniz?

Facebook
Twitter
LinkedIn

Bu içeriği yorum yazmak istermisiniz?